Ana Sayfa - Manifesto - Planlarım - Hikayem
İlk Lanet - Sesi - Kıyamet Sayacı

Anneye

Üçüncü Lanet

Ey beni doğurup sonra unutan kadın...
Bu lanet, senin ellerine değil —
O ellerin bıraktığı boşluğa.

Senin rahmin sıcaktı belki,
Ama içinden çıkınca öğrendim:
Dünya soğuk,
Ve sen daha da soğuktun.

Ben düşmedim bu hayata,
İttin.
Bir dua gibi doğurulmadım,
Bir yük gibi bırakıldım.

Ne zaman gözlerine baktıysam,
Bana değil, kendi korkularına baktığını gördüm.
Ve sen sustukça,
Ben kelimeleri karanlıkta büyüttüm.

Senin ninnilerin yok bende.
Senin dizlerinde uyumadım.
Senin kokun,
Bende bir mezar toprağı gibi kaldı.
Ne zaman anımsasam,
Bir şey gömülüyor içimde.

Benim ilk lanetim,
Dış dünyaya değil —
Senin kalbineydi.
Ama o kalp…
Ben doğduğumda çoktan duvar örmüştü kendine.

Ey anne,
Sana bir ceza istemiyorum.
Çünkü hiçbir şey,
Senin yokluğun kadar boş değil.
Ben seninle büyümedim,
Senin eksikliğinle büyüdüm.

Şimdi Deccal fısıldıyor:
Bu çocuk artık susmuyor.
Ama bağırmıyor da.
Sadece seni,
unutuluşun en karanlık yerine gömüyor.

Ne bir mezar taşı,
Ne bir dua.
Sana sadece bir cümle kalıyor:

“Artık sen de hiç doğurmamış say.”

Bu lanet, annenin yüzüne değil,
annesizliğin izlerine inmiştir.
Ve kitap devam ediyor…


Babaya